بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ لَا ضَيْرَۖ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ ٥٠

Sihirbazlar şöyle dediler: “Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz.”

– Diyanet İşleri

إِنَّا نَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَٰيَٰنَآ أَن كُنَّآ أَوَّلَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٥١

“(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.”

– Diyanet İşleri

وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِىٓ إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ ٥٢

Biz Mûsâ’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz” diye vahyettik.

– Diyanet İşleri

فَأَرْسَلَ فِرْعَوْنُ فِى ٱلْمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٥٣

Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

– Diyanet İşleri

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرْذِمَةٌ قَلِيلُونَ ٥٤

Dedi ki, “Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.”

– Diyanet İşleri

وَإِنَّهُمْ لَنَا لَغَآئِظُونَ ٥٥

“Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.”

– Diyanet İşleri

وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ ٥٦

“Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz.”

– Diyanet İşleri

فَأَخْرَجْنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٥٧

(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

– Diyanet İşleri

وَكُنُوزٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ٥٨

(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

– Diyanet İşleri

كَذَٰلِكَ وَأَوْرَثْنَٰهَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٥٩

İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Diyanet İşleri

فَأَتْبَعُوهُم مُّشْرِقِينَ ٦٠

Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu